Hesaplaşma
Uzun zaman olmuş gezintiye çıkmayalı. Nerelere geldim, bunlar yaşadıklarım değil mi? Kendi kendime kalmak geçmiş gezintisine çıkardı beni. İçimle hesaplaşmaya gidiyorum. Yolculuk uzun olmasa diyeceğim tam, diyemiyorum. Öyle ya, hasbelkader anneanneme rastlarım belki. Uzun olsun bu yol, çok uzun olsun ne olur. Kaybettiklerim için zaman istesem hatta... Çok mu uzun boylu olurdu. Ne çok soru var, üstelik konuşamıyorum da. Artık bıraktım kendimi. Kendimle ben büyük tartışmadayız. - Varsayalım. Karşında şuan biri ölecek olsa kılını kıpırdatmayacak sakinlikteyken, nasıl aynı anda tüm insanlığı yok edebilecek kadar sinir yüklüsün? + Sahi sen de mi beni suclayacaksın? Kızgınlığım kendime diyorum her seferinde. - Neden sustun? Haksızlığa uğradığında sustuğun için kapalı kapılar ardına gizlendim hep. Çıkmaya çalışırken dikenler battı her zerreme. Çıktığımda yara bere içindeydim. Nasıl toplanmamı bekledin? Çığlık atmam gereken zamanlarda sustum. O çığlıklar içimi kemiriyor. Ben de burad...